Ankara’da Alkollü Sürücülerin Çarpıştığı Kazada 3 Ölü
ANKARA’da içinde alkollü 2 kişi bulunan otomobilin çarptığı otomobilde, pikniğe giden iki aileden sürücü Fatih Aykış (30) ile Mehtap Ayancık (34) ve kızı Irmak Ayancık (11) öldü, eşleri yaralandı. 2,90 promil alkollü olan Hakan Canbolat (34) 1 ay, 2,19 promil alkollü olan Emre İrez (23) 3 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Aracı kullandıklarını kabul etmeyen 2 kişi hakkında 15’er yıl hapis talebiyle dava açılırken, iddianamede sürücünün yargılama sonucunda tespit edilerek cezalandırılması talep edildi.
Geçen yıl 4 Eylül’de Kızılcahamam ilçesinde meydana gelen kazada Emre İrez ve Hakan Canpolat’ın içinde bulunduğu 34 BHA 072 plakalı otomobil, şerit ihlali yaparak, pikniğe giden iki ailenin bulunduğu Fatih Aykış yönetimindeki 06 HE 2939 plakalı otomobile çarptı. Fatih Aykış, Mehtap Ayancık ve kızı Irmak Ayancık, hayatını kaybetti. Yaralanan sürücünün eşi Hatice Bayrı Aykış (31) ve Meptap Ayancık’ın eşi Alparslan Çağrı Ayancık (36) hastanede tedaviye alındı.
Kazanın ardından yapılan kontrolde sürücü olduğu iddia edilen ve 2,90 promil alkollü olduğu belirlenen Hakan Canpolat tutuklandı. Ancak daha sonra kaza öncesi güvenlik kamerası görüntüleri doğrultusunda sürücünün araçta bulunan ve 2,19 promil alkollü olduğu belirlenen Emre İrez olduğu ileri sürüldü. Canpolat, 1 ay sonra tahliye edilirken, Emre İrez tutuklandı. Emre İrez de kaza ile ilgili hiçbir şey hatırlamadığını, aracı kullanmadığını iddia etti. Emre İrez de 3 ay sonra tahliye edildi.
15’ER YIL HAPİS TALEBİ
Kızılcahamam Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonunda Canpolat ve İrez hakkında iddianame hazırlanarak, ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçundan 15’er yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede Emre İrez’in aracın şoförü olabileceği, kazadan birkaç dakika önce tünelden alınan güvenlik kamerası görüntülerinde aracı kullanan kişinin beyaz gömlekli olduğu, bu kişinin de Emre İrez olduğu belirtildi. Emre İrez, ifadesinde kaza sırasında aracı Hakan Canpolat’ın kullandığını iddia ederek, “Ben ön yolcu koltuğundaydım. Karşı yönden gelen aracı fark edemedik ve çarpıştık. Kamera görüntülerini kabul etmiyorum. Ne kaza öncesi ne de kaza sonrasını hatırlamıyorum. Aracı benden almaya çalıştığı anları hatırlıyorum; ancak nerede aracı benden aldı hatırlamıyorum. O gün oradaki görevlilerin Hakan’ın beni direksiyona sürüklemeye çalıştığını söylediklerini hatırlıyorum. Ben olay yerinde zaten sızmışım. Hakan’ın ailesi bizi ziyarete geldi; ‘olayla ilgili daha hafif şeyler anlatırsan Hakan daha az ceza alır’ dediler” iddiasında bulundu.
Hakan Canpolat ise “İkimiz de alkollüydük. Aracı Emre İrez kullanıyordu. Karşı taraftan gelen araç sollamaya çıkınca aracı toparlayamadığı için biz de ona çarptık. Ben ön yolcu koltuğunda oturuyordum ve aracın sağ kapısını açarak dışarıya çıktım. Emre İrez aracın sağ kapısından çıkmaya çalışırken araçta sıkıştı. Olaydan sonra bayılmışım. Hastanede kendime geldim, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, olay nedeniyle üzgünüm” dedi.
YARGILAMA SONUCUNDA BELİRLENSİN
İddianamede yer alan ve kazaya ilişkin düzenlenen bilirkişi raporunda, şüphelilerin bulunduğu aracın sürücüsünün hızını yol ve hava koşullarına göre ayarlamadığı, yola dikkat etmediği ve bu nedenle direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride geçtiği, kazada hayatını kaybeden Fatih Aykış’ın tamamen kusursuz olduğu belirtildi. İddianamede, Emre İrez ve Hakan Canpolat’ın alkollü olmaları nedeni ile güvenli bir şekilde araç kullanamayacaklarını bilecek durumda oldukları, sanıkların lehine ve aleyhine olan delillerle birlikte değerlendirilerek yapılacak yargılama sonucunda sürücünün tespit edilmesinin gerektiği belirtildi. Asli kusuru bulunan sürücünün yargılama sonucunda cezalandırılması talep edildi.
‘SÜRÜCÜ TESPİT EDİLEMİYOR’
Kazada ölenlerin avukatı Selim Ünal, Ankara Batı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların yargılanmasına başlandığını, ancak sürücünün hala belirlenemediğini söyledi. Ünal, “Karşı taraf sürücüsü yüzde 100 kusurlu olduğu bilirkişi raporunda tespit edildi. Ancak bilirkişi raporunda sürücünün kim olduğu bir türlü tespit edilemiyor. Her ne kadar HTS kayıtları, swap örnekleri aslında bir sürücüyü göstermesine rağmen maalesef bir türlü tespit edilemiyor. Mahkeme de bunu tespit edemedi. Biz aslında kimin olduğunu az çok tahmin ediyoruz. Mahkemeye sunuyoruz. Tünele giriş görüntüsü bu. Çıkış görüntüsü bu. Kimin olduğu, üzerindeki kıyafet dahi belli olmasına rağmen bu kişiler 1,5 yıldır neredeyse hala dışarıdalar. Bir türlü de içeriye alınmadılar. Herhangi bir ceza verilmedi. Aslında bu kazaya ‘olası kast’ demek daha mantıklı olacaktır. Çünkü bilinçli taksir bile değil bu. Kasten işlenmiş bir cinayettir. Burada 11 yaşında çocuk vefat etti, annesi vefat etti. Daha yeni evlenmiş. Bir ablamızın eşi vefat etti. Aslında biz burada Narinlerden bahsederken 11 yaşındaki çocuğumuzu da bir cinayete feda ettik” dedi.